Muhasebe Kaydı, Muhasebeleştirme, Vergi Daireleri, Sgk, Ebeyanname, Muhasebe bürosu, Muhasebe programları, Matbu Formlar,SGK, E-Devlet Uygulamaları, Guncel Mevzuat, Mali Müşavirlik

15 Eylül 2010 Çarşamba

Satıcı Firmanın Faktoring İşlemleri ve Muhasebe Kayıtları

SATICI FİRMALAR (FACTOR KULLANANLAR) AÇISINDAN FACTORİNG İŞLEMLERİNİN FİNANSMAN ve MUHASEBE
BOYUTUYLA İNCELENMESİ

Arş.Grv. Volkan DEMİR*
Arş.Grv. Barış SİPAHİ*

0.GİRİŞ
             
Bu çalışmanın amacı factoring işlemlerini satıcı firmalar açısından finansman ve muhasebe boyutuyla inceleyerek konuyla ilgilenenlere yardımcı olmaktır. Bu amaç doğrultusunda factoring işlemleri kavram-kapsam ve özellikleri itibariyle açıklanmış ve factoring işlemlerinin fonksiyonları belirtilmiştir. Çalışmamızda; uygulamadaki factoring işlemlerinden en çok kullanılanları şekiller yardımıyla incelenmiştir. Factoring işlemlerinin kullanılması esnasındaki finansal hesaplamalar factoring kuruluşunu riski üstlenme/üstlenmeme seçeneklerine göre sunulmuştur. Factor kullananların (satıcı) muhasebe işlemleri de çalışmamızın bir başka ilgi alanıdır.

1.FACTORİNG KAVRAMI – KAPSAMI- ÖZELLİKLERİ
             
Factoring kelimesi, latince kökenli “factor” sözcüğünden türemiştir. Factor; bir başkası hesabına hareket eden  ya da faaliyette bulunan kişiyi ifade etmektedir.Ticari ve hukuki anlamda factor; mal satımı veya hizmet arzı ile uğraşan işletmelerin bu satışları dolayısıyla doğmuş ya da doğacak alacaklarını devralarak tahsilini üstlenen, bu alacaklara karşılık peşin ödemelerde bulunarak finansal kolaylıklar sağlayan, aynı zamanda mali, ticari ve idari konularda işletmeye verdiği hizmetler karşılığında ücrete hak kazanan kişi ya da kuruluştur.
              Borçlar Kanunu’nun 162-172. Maddeleri içinde düzenlenen alacağın temlikine ait genel hükümler factoring işlemleri için de bir ölçüde geçerlidir. Uygulamalar bu hükümlere göre yürütülmekte ve bunlar yeterli sayılmaktadır.

12 Eylül 2010 Pazar

LİMİTED ŞİRKETLERİN TASFİYESİ VE İŞLEMLERİ


TASFİYE

Limited şirketlerin tasfiyesi ve işlemleri başlıklı yazımızın konusu ; tasfiye süresince tasfiyenin başlangıcında ve bitişinde yapılacak işlemler, limited şirketler esas alınmak suretiyle açıklanmıştır. Tasfiye işlemlerinin yalnızca ticaret siciline tescille değil; Vergi idaresi, Bağ-kur, SSK gibi kurum ve kuruluşlara da bir takım yükümlülüklerin var olduğu ve bu yükümlülüklerin fazlaca teferruata girmeden olabildiğince işlemlerin neler olduğu ve nelere dikkat edilmesi yazımızdaki asıl amaç olup uygulayıcılara ve meslek mensuplarına yardımcı olmaktır.


 Tasfiye, kelime anlamı arıtma, ayıklama, temizleme, hesabı kapatmak anlamındadır.Tasfiye, herhangi bir nedenle faaliyetine son veren, şirketin tüm hesaplarının kapatılmasıdır. Limited şirketler kanun ve şirket ana sözleşmesinde yazılı hallerin meydana gelmesi veya ortaklar kurulu kararı ile sona erer. Sermaye şirketleri, iflastan başka bir nedenle infisah ettiklerinde, durum ortaklar kurulunca ticaret siciline tescil ve ilan ettirilir. İnfisahın ticaret siciline tescil ettirildiği tarih, tasfiyenin başladığı tarih sayılır. Tasfiye süreci, fesih veya infisah edilme halinin meydana gelmesinden başlar, tasfiye işlemlerinin tamamlanmasını müteakip şirket kaydının ticaret sicilinden sildirilmesine kadar devam eder.Tasfiye işlemlerini müteakip ticaret sicilinden kaydının silinmesi ile tüzel kişilik sona bulur.

Limited Şirket aşağıdaki nedenlerden birinin gerçekleşmesi ile sonlanır;
1.   Esas sözleşmede belirlenmiş ise belirlenen şirket süresinin bitmesi
2.   Şirket sermayesinin üçte ikisinin eksilmesine rağmen ortaklar kurulunca kalan kısımla yetinilmesine veya sermayenin eksilen kısmının tamamlanmasına ilişkin karar alınmaması,
3.   Şirketin iflasına karar verilmesi,
4.   Şirketin diğer bir şirketle birleşmesi,
5.   Şirketin mahkeme kararı ile feshinin istenmesi,
6.   Şirket amacının elde edilmiş olması yahut elde edilmesinin imkansız hale gelmesi,
7.   Ortak sayısının bire düşmesi veya 50’yi aşması
8.   Ortaklar kurulunca şirketin tasfiyesine karar verilmesi, hallerinde şirket tasfiye haline girer.

Sigorta-Kasko Poliçesi Yevmiye Kaydı

kasko police muhasebe
XX Gıda Ltd. Şti isimli firma genel yönetiminde kullandığı bir aracı için YY isimli sigorta acentesinden kasko yaptırmıştır. Poliçe tutarı 730 TL dir. Tutar 1 peşinat + 4 taksit ile ödenecektir. Poliçe başlangıç tarihi 07.06.2010, bitiş tarihi 07.06.2011 dur. Sigorta süresi 365 gündür.

İstenenler:

1- İlk yevmiye kaydı
2- Her ay yapılacak kayıt
3- Ödemelerde yapılacak kayıt



Çözüm:

Dönemsellik kavramı gereği bu poliçe tutarını direk olarak gidere yazmamız mümkün olmadığı için bu işlemin kaydında 3 dönem önümüze çıkacaktır:

1. Şimdiki dönem (Poliçe başlangıç tarihi itibariyle 6.ay)
2. Önümüzdeki aylar (7,8,9,10,11,12. aylar)
3. Önümüzdeki yıl(2011 in 1,2,3,4,5. ayları ve 6. aydan kalan günler)

Vadeli (Mal Mukabili) İthalat Süreci ve Muhasebesi

Arkadaşlar en yalın haliyle bir ithalat süreci ve bununla ilgili muhasebe kayıtları şu şekildedir:

Çoğunluğu K.O.B.İ’lerden (500 e kadar işçi çalıştıran işletme) oluşan Türk firmalarında en yaygın iki ithalat ödeme yöntemi peşin ödemeli ve mal tesliminden sonra ödemeli şeklindedir. Bu iki ödeme türünde bazı farklılıklar mevcuttur. Bunlar:

1-   KKDF masrafı sadece vadeli (mal mukabili) yurtdışı alımlarında ortaya çıkar
2-   Vadeli alımlarda ödemenin yapıldığı gün oluşan banka masrafı 770’lerde ilgili alt hesaba atılır.
3-   Peşin alımlarda ödeme yapılırken ortaya çıkan banka masrafı vb tüm masraflar malın maliyetine 159 aracılığı ile aktarılır.

Bu farkları inceledikten sonra küçük bir ithalat firmasındaki mal mukabili çalışma şeklindeki örnek bir ithalatı kayıtlarımıza alalım:

Alacak Senetlerinin Değerlenmesi

Alacak Senetlerinin Değerlenmesi zarar durumu
------------------------31/12--------------------------------
657 REES.FAİZ GİD.HS
                       122 ALACAK SN.REES.HS
--------------------------------------------------------------

Alacak Senetlerinin Değerlenmesi kar durumu
------------------------01/01---------------------------------
 122 ALACAK SN.REES.HS
                       647 REES. GELİRLERİ HS.
------------------------/--------------------------------------

Karşılıksız Çek Kaydı

İşletmenin elindeki çeklerin karşılıksız çıkması
----------------------/----------------------------------
DİĞ.TİCARİ ALACAKLAR HS.
                       ALINAN ÇEKLER HS.
----------------------/-------------------------------------

Finansal Muhasebe Tanımları

BİLANÇO: bir işletmenin belirli bir tarihte sahip olduğu varlıklar ile bu varlıkların sağlandığı kaynakları gösteren mali tablodur.

AKTİF: Bilanço eşitliğinin sol tarafına verilen ad.

PASİF: Bilanço eşitliğinin sağ tarafına verilen ad.

GELİR TABLOSU: işletmenin belirli bir dönemde elde ettiği tüm gelirler ile aynı dönemde katlandığı bütün maliyet ve giderleri ve bunların sonucunda işletmenin elde ettiği dönem net kâr ya da zararını gösterir.

GELİR: İşletmenin faaliyetleri dolayısıyla mal ve hizmetlerden elde etmiş olduğu parasal tutarlar gelir olarak adlandırılmaktadır. Diğer bir deyişle işletmenin öz sermayesini artıran işlemlerdir.

Vadesinden Sonra Ödenen SGK/SSK Prim Borcu Muhasebesi


Sigorta primleri ödensin veya ödenmesin ilgili olduğu dönemde gider veya maliyet hesabına borç 361 no.lu hesaba alacak kaydedilerek tahakkuk ettirilir.

Örnek: Bir hizmet erbabının ücret gideri aşağıdaki gibi muhasebeleştirilir. Ücret gideri maliyet unsuru ise 720 (7/B seçeneğinde 791) no.lu hesaba borç yazılır.

_______________________________/_____________________________

770-GENEL YÖNETİM GİDERLERİ
         

                335-PERSONELE BORÇLAR/VEYA 381- GİDER TAHAKKUKLARI
                360-ÖDENECEK VERGİ VE FONLAR
                       360.01-Gelir Vergisi
                       360.02-Damga Vergisi
                361-ÖDENECEK SOSYAL GÜVENLİK KESİNTİLERİ
                       361.01-SSK İşveren Payı
                       361.02-SSK İşçi Payı
                       361.03-Tasarruf Fonu

______________________________/_____________________________



A. Kurumlar Vergisi Mükelleflerinde Ödenmeyen Primlerin Muhasebeleştirilmesi


1. Zamanında Ödenmeyen Sigorta Primlerinin Muhasebeleştirilmesi

Tahakkuk ettirilen ücret gideri yukarıdaki şekilde gider yazıldıktan sonra dönem sonunda halen ödenmemişse aşağıdaki kaydın yapılması ve ödenmeyen bu giderin kanunen kabul edilmeyen gider olarak muhasebeleştirilmesi gerekir. Vergi matrahının tespiti yönünden ödenmeyen sigorta priminin işçi veya işveren payı olup olmamasının bir önemi yoktur. 361 veya 368 no.lu hesap bakiyesi topluca dikkate alınacaktır.


_____________________________31/12/__________________________

361-ÖDENECEK SOSYAL GÜVENLİK GİDERLERİ

             368-VADESİ GEÇMİŞ ERTELENMİŞ
                    VEYA TAKSİTLENDİRİLMİŞ VERGİ VE
                    DİĞER YÜKÜMLÜLÜKLER
_________________________________/____________________________


950-KANUNEN KABUL EDİLMEYEN GİDERLER
              950.01-Ödenmeyen SSK Primi
                       
                          951-KANUNEN KABUL EDİLMEYEN
                                 GİDER KARŞILIĞI

________________________________/______________________________


Ödenmeyen sigorta primleri tahakkuk tarihinde gider kaydedildiği için kurumlar vergisi beyannamesinin verildiği tarihte kazanca ilave yapılınca 950 ve 951 no.lu hesaplar karşılıklı olarak kapatılır.


2. Daha Sonra Ödenen Sigorta Priminin Muhasebeleştirilmesi


________________________________/_______________________________


368-VADESİ GEÇMİŞ ERTELENMİŞ VEYA
       TAKSİTLENDİRİLMİŞ VERGİ VE DİĞER
       YÜKÜMLÜLÜKLER
                 

                              100-KASA / BANKA   

________________________________/______________________________


960-İNDİRİLECEK GELİRLER
       960.10-Geçmiş Yıla Ait SSK Primleri
                 

                             961-İNDİRİLECEK GELİRLER KARŞILIĞI

________________________________/______________________________


Ödenmeyen sigorta primlerini ödemenin yapıldığı yılda mali karın tespitinde “indirim” olarak dikkate alabilmek için, ilgili olduğu dönemde ticari kazancın tespitinde indirilmiş ve mali kara ilave edilmiş olmalıdır. Ticari kazançta dönemsellik ilkesi ve tahakkuk esası geçerli olduğu için ödenmeyen sigorta primleri kazancın tespitinde gider olarak dikkate alınacaktır. Bu durum Tekdüzen Muhasebe Sisteminin de bir gereğidir. Bu bakımdan mali kara ilişkin düzenlemeler beyanname üzerinde yapılmalıdır. Gider kaydedilen tutarın fiilen ödeme yapılmadığı için giderlerden çıkartılıp başka bir hesaba alınması (Gelecek Yıl Giderleri veya Ortaklardan Alacaklar gibi…) mümkünse de, bu tür kayıtlar işletmecilik prensiplerine, Tekdüzen Muhasebe Sistemine ve uluslar arası muhasebe standartlarına uygun değildir.

9 Eylül 2010 Perşembe

İNŞAAT MUHASEBESİ SİSTEMİNDE SORUNLAR VE YENİ AÇILIMLAR

 I- GİRİŞ
Yıllara yaygın inşaat ve onarım işleri, klasik deyimle, Gelir Vergisi Kanunu’nun 42-44. maddeleri gereğince, verginin yıllık olması esasının en önemli istisnası olarak özel bir vergilendirme rejimine tabi tutulmuştur.  25 yılı aşkın zamandan beri uygulanan bu sistem, beraberinde yığınla sorun getirmiştir. Bu sorunların listesi, sağlıklı bir mali analiz yapılamamasından başlar, ticari kâr oluşmaması nedeniyle, ortakların kâr payı alamamalarına kadar uzar gider. Takip edebildiğimiz kadarı ile bu sisteme karşı ilk ciddi eleştiriler enflasyon düzeltmesi uygulaması ile başladı. Ancak enflasyon düzeltmesi uygulaması, 2004 yılından sonra bir daha uygulanmadığı için, tartışmalar bir anlamda hız kesti diyebiliriz. İşte, 2007 yılı içerisinde, bu tartışmalar yeniden alevlendi. Tartışmanın ilk aşaması, Uluslararası Muhasebe Standartlarının, Türkiye’de uygulanmaya başlaması durumunda, inşaat muhasebesi sisteminde yaratacağı etkinin niteliği üzerinde yoğunlaştı. İkinci aşama, mali idarenin, 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 1 sayılı Genel Tebliği’nin, 15.6.6 bölümünde yer alan  “Avans Kâr Payı Dağıtımı” uygulaması ile ciddi bir ivme kazandı ve son olarak, Kamu İhale Kanunu’nda yer alan mali yeterlik şartlarını, sırf tekdüzen muhasebe sisteminin teknik yapısı nedeniyle, daha doğru deyimle, vergi uygulamasının zorlaması nedeniyle sağlayamayan bazı inşaat firmaları müşavirlerinin çabaları ile en üst noktaya ulaştı. İşte bu çalışmada, inşaat muhasebesi sistemine yapılan eleştirileri, uluslararası standartlar ve Ticaret hukuku bağlamında anlamaya çalışacağız.

İnşaat Muhasebesi Hesap Planı

- GİRİŞ
İnşaat muhasebesinin çeşitliliği ve özellik arz eden yönlerinin başında kullanılan hesapları gelmektedir. Ancak birçok meslek mensubunun kafasında soru işaretleri bırakan bazı hususlar da hala tam olarak aydınlanmış değildir.

II- NASIL BİR HESAP PLANI KULLANILMALI?
İnşaat muhasebesi için kullanılacak hesap planı öncelikle yapılan işin niteliğine göre değişmektedir. Bunun için yapılacak işin Yıllara Sari İnşaat Ve Onarım İşi mi? Başladığı yılda biten bir taahhüt işi mi? Veya vadeli satış yapılan bir konut işi mi olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir.

III- KULLANILACAK HESAPLARDA ÖZELLİK ARZ EDEN DURUMLAR
Yıllara Sari İnşaat ve Onarım İşlerinin maliyetlerinin takibi için kullanılacak hesaplar 150, 710,170 ve 350 hesaplardır.
Bunun yanında Yıllara Sari İnşaat ve Onarım işi olmayıp başladığı yıl biten inşaatlar için 150, 710,720 ve 730 hesapların kullanılması gerekmektedir.

8 Eylül 2010 Çarşamba

Kooperatif muhasebesi ve örnek kayıtlar

Kooperatif tüzel kişiliğe haiz ortaklarının belirli menfaat ve ihtiyaçlarını karşılıklı yardım,dayanışma ve kefalet suretiyle sağlamak amacı ile kurulmuş değişir ortaklı ve değişir sermayeli teşekküllere denir. Kooperatiflerin kurulma aşaması,ortaklık işlemleri,genel kurul işlemleri temsili ve denetiminden çok makalemizde yaptıkları inşaatların muhasebe kayıtları üzerinde duracağız.

Burda ilk soracağımız soru kooperatif inşaatları emanet usulümü yoksa ihale usulümü yaptırıyor olacak öyleyse nedir bu emanet usulü kısaca açıklayalım. Emanet usulü kooperatifin inşaatı bir aracı eliyle değil genel kurulca seçilen bir heyet,komisyon (Emanet Komisyonu) usulü ile yürütülmesidir. İhale usulünde ise kooperatif inşaatları malzemeli veya işçilik şeklinde ihaleyi alan firmaya veya müteahhide verilmesi yoludur. İki usuldede bir çok işlemler aynı ihale usulünde ihaleyi alan firma belirli dönemlerde yapılan imalat için hakediş dediğimiz imalat raporları düzenleyerek yapılan imalat bedelini tahsil etmekte ve yapılan her hakediş ile bir yarımamül satın alınmış olup firmaya borçlanılmakta ve bundan dolayı hakediş bedelleri üzerinden stopaj ödenmekte yalnızca bu konu ile yapılacak kayıtlar ayrıcalık göstermektedir. Bununla ilgili bir örnekle başlayalım o zaman;


Yıllara Yaygın İnşaatlarda Geçiçi Vergi

Bilindiği üzere 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 42 maddesinde “Birden fazla takvim yılına sirayet eden inşaat ve onarma işlerinde kar veya zarar işin bittiği yıl kati olarak tespit edilir ve tamamı o yılın geliri sayılarak mezkur yıl beyannamesinde gösterilir “ hükmüne yer verilmiştir.

Geçici vergi ile ilgili yayımlanan 217 seri nolu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde yıllara yaygın inşaat ve onarım işi yapan mükelleflerin bu kazançları üzerinden geçici vergi ödemeyecekleri ancak bu kazançları dışında kalan kazançları için geçici vergi ödeyecekleri belirtilmiştir.

Yine Gelir Vergisinin 120 maddesinde belirtildiği gibi yalnızca yıllara yaygın inşaat ve onarım işleri geçici vergi kapsamındadır denilmiştir.

Özel inşaat muhasebesinde nelere dikkat etmeliyiz?

Özel inşaat  yapılan binaları daire yada işyeri halinde satan firmaların (müteahhitlerin)  yaptığı inşaatlardır. Özel inşaatlarda da en büyük sıkıntı satılan daire veya işyerlerinin düşük bedelle satılması,yada maliyetlerin olduğundan düşük gösterilmesi veya maliyetlerin abartılarak yüksek gösterilmesi gibi birçok dikkat edilecek husus var. Genelde bir inşaatın her aşamasında çalışan işçiler genelde müteahhit firmaların götürü dediğimiz usulde kalfalara yani bizim  taşeron veya altişveren dediğimizi kişilere veriliyor ve inşaatın gerçek işçilik maliyeti belgelendirilemiyor.

Malesef bu durum hem satıcının hemde alıcının işine geldiğinden  reel fiyatlar her zaman gizleniyor bundanda tabiki devlet alacağı kdv,ssk  ve gelir vergisinden büyük bir kayıp yaşıyor.  Hem alıcı hemde satıcı daha sonraki inceleme döneminde sıkıntı yaşamak adına uyarılmalı diye düşünüyorum.

Özel inşaatlar bir tür imalattır. Maliyetleri de imal edilen malların maliyetlerinin saptantanmasın daki esaslara göre hesaplanır. Kazanç saptanırken maliyetle satış bedeli karşılaştırılır. Daire ve işyerlerinin maliyeti bazı verilere göre hisse verilerek hesaplanır (arsa payı,metrekare,kat yada işyeri sayısı gibi)
Kar ve zararın saptanması için tüm daire ve işyerlerinin satışını beklemeye gerek yoktur. Kar ve zarar yıl içindeki satışlar esas alınarak saptanır. Satılmayan daire ve işyerleri ise maliyet bedeli ile değerlenerek yılsonunda mamul stoklarda yer alır.

İNŞAAT DEVAM EDERKEN YAPILAN SATIŞLAR


    193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 38 maddesinde bilanço esasına göre kazancın tespitinde tahsil değil,Tahakkukun esas alınacağı açıklanmıştır. Bir önceki makalemizde Müteahhitlerin kendi namlarına yapıp sattıkları daire ve işyerlerinin imal edilen emtia niteliğinde olduğunu belirtmiştik. Müteahhitlerin inşaat  devam ederken gerek noter satışı,gerek arsa payı üzerinden sattıkları daire ve dükkanların satış bedeli belli olmakla birlikte alınan paralar bir avans niteliğindedir.

     Bu durumda inşaat devam ederken yapılan bu satış bedelinin tamamı inşaatın tamamlanıp bittiği yılın hasılatı olarak kayıtlarda gösterilmesi gerekmektedir. Ama öte yandan 213 sayılı VUK nun 231 maddesinde “Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır” hükmü yer almaktadır.

YILLARA YAYGIN İNŞAAT İŞİNİN O YIL İÇİNDE BİTMESİ

Yıllara  yaygın inşaat işinin aynı yıl içinde tamamlanması durumunda 295 peşin ödenen vergiler ve fonlar hesabında izlediğimiz  ve o yıl içinde bitmiş inşaat ile ilgili kesilen %3 stopaj vergilerinin beyanname üzerinden hesaplanan vergiden indirilebilme süresi bir yılın altına inmiş olacağından söz konusu işe ait vergi tutarı bu hesabın alacağına karşılık 193 peşin ödenen vergiler ve fonlar hesabının borcuna aktarılacaktır.
 

193 nolu hesap da 371 dönem karının peşin ödenen vergi yükümlülükleri hesabının borcuna aktarılarak kapatılacaktır. Ancak aktarılan tutar 370 dönem karı ve diğ.yas.yük.karşılıkları hesabının tutarından fazla olamaz. Aktarılamayan tutar dönem sonunda 193 nolu hesabın bakiyesi olarak kalır.

193 Nolu hesap bakiyesi özleyen yılda yıllık gelir veya kurumlar vergisi beyannamesi verildikten sonra vergi dairesinden alınacak iadeye dönüşür ve 136 diğer çeşitli alacaklar hesabına aktarılarak kapatılır.
 

---------------------------/----------------------------------
193 Peşin Öd. Vergiler ve Fonlar
                      295 Peşin Öd. Vergiler ve Fonlar
------------------------/-----------------------------------
371 Dönem Karının Peşin Ödenen Vergi ve
        Diğer yasal yükümlülükler
                         193 Peşin Öd.Vergiler ve Fonlar
-------------------------/------------------------------
136 Diğ.Çeşitli Alacaklar
                     193 Peşin Öd. Vergiler  ve Fonlar
--------------------------/-------------------------------

Özel İnşaatlarda Kazancın Tespiti ve Vergilendirilmesi

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunun 38 maddesinde bilanço esasına göre kazancın tespitinde tahsil değil tahakkukun esas alınacağı açıklanmıştır.

Müteahhitlerin kendi namlarına yapıp sattıkları daire ve işyerlerinin imal edilen emtia niteliğinde olduğunu belirtmiştik. Müteahhitlerin inşaat  devam ederken gerek noter satışı,gerek arsa payı üzerinden sattıkları daire ve dükkanların satış bedeli belli olmakla birlikte alınan paralar bir avans niteliğindedir.

Bu durumda inşaat devam ederken yapılan bu satış bedelinin tamamı inşaatın tamamlanıp bittiği yılın hasılatı olarak kayıtlarda gösterilmesi gerekmektedir. Ama öte yandan 213 sayılı VUK nun 231 maddesinde “Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami yedi gün içinde düzenlenir. Bu süre içinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır” hükmü yer almaktadır. Öyleyse yani imal edilen emtia niteliğinde olan daire ve dükkanlarımız maliyetle satış bedeli karşılaştırmak suretiyle hesaplanır. Binanın tüm maliyetinden her daire ve işyerine temel ölçü esaslara göre pay verilerek hesaplamalar yapılır. İlk makalemizde inşaat devam ettiği için satışlar inşaatın tamamlandığı yılda yani faturaların inşaat devam ederken satış yapılmış olsa bile inşaatın tamamlandığı yılda kesileceğini ve inşaatın bittiği yılın hasılatı olarak kayıtlarda gösterileceğini izah etmiştik. İnşaat tamamlanmış ama satışlar aynı yılda yapılmamış ise yani 2007 yılında inşaat tamamlanmış ama halen satılmayan daire olduğu örneğine istinaden 2008 yılında satılan dairenin faturası tanzim edilir ve ilgili yıl kazancı olarak beyan edilir. Kazancın tespiti için tüm daire  ve işyerlerinin satılması beklenmez. İnşa edilen daire ve dükkanlar hiç satılmadıysada herhangi bir zarar söz konusu olmayacak ve daire ve dükkanlar stok olarak envanterde maliyet bedeli ile değerlendirilecek. Tümü aynı yıl içinde satılmışsa sorun yok satışlar ve maliyet belli aynı yıl içinde kar veya zarar tespit edilecek ve beyan edilecektir. Sorularda belirtilen satış olmadığı halde müteahhidin dosyanın kapanması için üzerine kaydettirdiği dairede varsa o da emsal bedeli ile değerlendirilmesi gerekmektedir. Yani müteahhit kendi üzerine kaydettirdiği daire için emsal bedel ile fatura tanzim ederek dosyasını kapatabilir.  Yalnız inşaat tamamlandığı halde satılmayan daire ve işyerlerinin stokta ki değerlemesinin nasıl olacağı konusuna gelince en kolay yol toplam yüzölçümden her daire isabet eden hisseyi tespit etmek ve bilinen m2 maliyet bedelini stoktaki hisse sayısı ile çarpmak suretiyle yapılar.

Örneğin: Toplam m2 sin 5.000 olan binanın stokta kalan daire ve işyerlerinin hisse adedi 1.000/5.000 m2 maliyet bedeli 800 TL olsun
Stok maliyeti: 1000*800:800.000 TL dir    

Özel İnşaatlarda Vergisel Avantajlar

Özel inşaatlar ya kat karşılığı dediğimiz arsa sahibine arsa payı olarak belirli sayıda daire,kat veya dükkan vererek yada mevcut kendi arsasına inşaat yapmak şeklinde olabilmektedir. Kat karşılığı inşaat günümüzde en yaygın olan ve sizin yapacağınız inşaat şeklidir. Yapacağınız kat karşılığı inşaatı şahıs olarak yaparsanız GELİR VERGİSİ  şirketiniz yaparsa KURUMLAR VERGİSİ ödeyeceksiniz. Gelir Vergisi %15 ten başlayarak artan oranlı %35 e kadar bir vergisel yükümlülük getirirken Kurumlar Vergisi %20 sabit oranlı dır. Burdaki vergi oranını göz önünde bulundurarak, inşaat kazançlarının çok düşük olmayacağını da düşünürsek  sanki Kurumlar Vergisi daha avantajlı gibi görünmektedir. Ama elde edilen karın dağıtılacağını düşünürsek dağıtılabilir kar üzerinden bir de %15 stopaj ödemesi olacak ki  o zaman bu avantaj kaybolacaktır.  (Kar dağıtımı yapmayıp karı sermayeye ilave edebilirsiniz)

ÖZEL İNŞAATLARDA ARSA MALİYETİ VE ARSA SAHİBİNİN DURUMU

Arsa karşılığı inşaat işlerinde  bir tarafta arsa sahibinin bir tarafta yüklenicinin belirli paylarda düzenlemiş oldukları sözleşme gereği yapılacak olan inşaat işlerini kapsamaktadır. Sözleşme gereği iki tarafında yükümlülükleri olup Selim oğlu hocamızın da deyimiyle sabotaj dahil yükleniciye aittir demek yeterli olmamakla birlikte tüm detayların yazıldığı bir sözleşme hukuki anlamda tevsik edici bir belge olduğundan önem arz etmektedir.

Yapılan bu sözleşmeler arsa sahibinin bir şirket veya gerçek kişi olması nedeniyle vergilendirme anlamda ayrıştırmalıdır. Bununla ilgili 30 Seri Nolu KDV Genel Tebliğinde “Arsanın bir iktisadi işletmeye dahil olması veya arsa sahibinin alım satımının sürekli bir faaliyet olarak sürdürülmesi halinde konut veya işyeri karşılığı müteahhide yapılan bu arsa teslimi katma değer vergisine tabidir. Denilirken yine aynı tebliğde “Ancak arsa sahibinin gerçek usulde mükellefiyeti gerektirmeyecek şekilde arizi bir faaliyet olarak arsasını daire veya işyeri karşılığında müteahhide tesliminde vergi uygulanmayacaktır.”  Anılan tebliğ hükümlerince arsa teslimini yapan şirket ise yani vergi mükellefi ise vergiye tabi olacağı yine hocamızın tabiri ile Ahmet dayı ise vergi mükellefi olmayan işte elinde anadan babadan kalma bir arsası var ve bunu bir kere mahsus yapıyorsa arsanın yükleniciye tesliminde vergi uygulanmayacaktır. Arsa sahibi adına düşen bağımsız bölümler için arsa sahibine yüklenici yalnızca kdv belirterek faturayı düzenleyecek ve bu faturaya “iş bu fatura 3065 sayıl KDV kanunu hükmünce yalnızca  kdv hesaplanmak için düzenlenmiştir” diyecek ve arsa sahibine faturayı verecek.

Vergi Mükellefi Olmayan Gerçek Kişilerin İnşaat İşleri

GENEL BİLGİ:
İnşaat işlerinde faaliyet vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişilerin yanında hiç vergi mükellefi olmayan gerçek kişiler tarafından da yapılabilir. Bu kişiler yapmış oldukları bu inşa sonucu elde ettikleri daire ve dükkanları satabilir,kiralar veya kendi ikamet edebilir. Genelde tarafımıza en çok sorulan kendi arsama inşaat yapıyorum vergi mükellefi olmama veya bağkurlu olmama gerek varmı? Vergisel anlamda yükümlülüğüm varmı? 

Vergi mükellefi olmayan gerçek kişi (Babadan kalma arsası olan Ahmet dayı veya gecekondusunu yıkıp bina diken ayşe teyze gibi)
a)İnşa ettiği daire ve dükkanları satabilir
b)kendisi ikamet edebilir
c)kiraya verebilir

A)Vergi mükellefi olmayan gerçek kişi yapmış olduğu kat,daire ve dükkanları satması halinde;
*Birden fazla kişiye satmıyorsa
*Devamlılık unsuru yoksa
*Ticari bir işlem yok ise  ticari kazanç olarak değil değer artış kazancı olarak vergilendirilecektir.  Satışın devamlılık arz etmesi örneğin inşa ettiği 10 dairenin 9 tanesini satıp bir tanesinde kendisi oturuyor ise bu işin ticaretini yapıyor demektir o zaman ticari kazanç vergilendirilecektir.
YADA
01.01.2007 TARİHİNDEN ÖNCE 4 YIL BU TARİHTEN SONRA 5 YIL GEÇTİKTEN SONRA SATILMASI HALİNDE İSE ELDE EDİLEN KAZANCIN TUTARI NE OLURSA OLSUN VERGİLENDİRİLMEYECEKTİR.
B)Vergi mükellefi olmayan kişi yaptığı daireleri yalnızca kendi ikameti için kullanacaksa hiçbir mükellefiyete gerek olmamakla birlikte belediye tarafından talep edilirse ticaret odası kaydı yeterli olacaktır.
C)Yada yaptığı bu dairelerde oturduğu gibi bir kısmını kiraya verebilir. Bu durum da ise elde ettiği kira gelirini GMSİ olarak her yıl mart ayında beyan edecektir.

*HER ÜÇ İŞLEM İÇİNDE MUHAKKAK SİGORTA DOSYASI AÇILIP ASGARİ İŞÇİLİK ÖDENECEKTİR.*

SONUÇ:
İnşa edilen gayrimenkullerin satılması hususunda üç durum söz konusu olup elde edilen kazanç ya TİCARİ KAZANÇ belli durumlarda DEĞER ARTIŞ KAZANCI veya iktisap tarihi itibariyle HİÇ BİR GELİR UNSURU olmayacaktır. Yine gayrimenkullerin kendi ikameti için kullanılması hiçbir vergi mükellefiyeti gerektirmezken kiralanması durumunda GMSİ mükellefiyeti doğurmaktadır.

İHALELİ İŞLERDE ASGARİ İŞÇİLİK HESAPLAMASI

Ülkemizde Sosyal Güvenliğin en önemli finansman kaynağı işçinin ve işverenin ödediği primlerdir. Bu nedenle Devlet kurumun prim gelirini;çalışanlarında sosyal güvenliğini ve bu konuda uğrayacakları hak kayıplarını önlemek için asgari işçilik uygulamasına önem vermektedir.

Asgari işçilik uygulama kapsamında olan işlerden ihaleli işler makalemizin konusunu oluşturup kısaca uygulamalı örnekleri ile anlatmaya çalışacağız.

İhale konusu işlerde ihale makamları ile yazışma yapılarak kesin ve geçici kabul olarak adlandırdığımız tutanaklar istenir. İşin başlama ve bitiş tarihi gibi bilgileri de bu tutanaklardan tespit ederiz. Geçici kabul itibar tarihi inşaatın bitim tarihidir. Geçici kabul sonucu eksik kalan işler var ve bunlar için ek süre verilmiş ise inşaatın bitim tarihi noksanlıkların tamamlanıp kesin kabulün yapıldığı tarihtir.

ÖZEL İNŞAATLARDA KDV İADESİ


                3065 sayılı KDV kanunun 29.maddesi indirim müessesini düzenlemiştir. İndirimli orana tabi işlemler dolayısıyla yüklenilen ve indirim yoluyla giderilmeyen verginin kdv tutarlarının her yıl Bakanlar Kurulunca tespit edilen sınırı aşan kısmının yıl içinde vergilendirme dönemleri itibariyle mahsuben veya izleyen yılda nakden veya mahsuben iadesi mümkün kılınmıştır. Bununla ilgili açıklamalarda KDV kanunu 74 ve76 genel tebliğlerde yayınlanmıştır.

Bizi ilgilendiren Net Alanı 150 m2 ye kadar konut teslimleri bildiğimiz gibi tesliminde kdv oranı %1 aldığımız demir,çimento gibi malzemelerin kdv oranı %18 dolayısıyla %17 farkı devlet inşaat yapan kuruma kanun gereği mahsuben veya nakden iade etmektedir. (Mahsuben iade yıl içinde alınabilir Nakden iade izleyen yılda alınır)

                  Vergilendirme dönemleri itibariyle 4.000 TL aşmayan mahsup talepleri inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirilecek, 4.000 TL üstü mahsup talepleri vergi inceleme veya YMM tasdik raporu karşılığında yerine getirilecektir. Talepler bu raporların ibraz edildiği tarihte geçerlilik kazanacaktır.   İade mükellefin vergi borçları,kendi SSK prim borçları ile doğalgaz ile elektrik borçlarına mahsup edilebilecektir. Yıl içinde mahsup edilemeyen iade izleyen yılın Ocak-Kasım dönemleri arasında KDV beyanları ile yapılmalıdır. 

İade talebi bir dilekçe ile yapılacak ve bu dilekçeye şunlar eklenir:

*İndirimli orana tabi işlemlerin yapıldığı yıla ait alış ve satış faturalarının listesi
*Yıllık iade tutarının hesaplama tablosu
*Yıl içinde mahsup varsa onları gösterir tablo
*İndirilecek KDV listesi
*Devreden KDV tutarlarını gösterir tablo
*İade 4000TL üstü ise teminat inceleme raporu veya YMM Raporu

                 Bakanlar Kurulu  indirimli orana tabi teslim ve hizmetlerdeki iade sınırı tebliğler ile belirler 2008 yılı için 11.600 TL 2009 yılı için 13.000 TL  dir izleyen yıllarda da yeniden değerleme oranında artırılmak suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.  99 Seri Nolu KDV tebliği ekinde iade tutarları hesaplama tablosu mevcut olup gerekli açıklamalar yapılmıştır. Tablonun doldurulmasına dikkat etmeli 2009 yılı için 13.000 TL cari dönem iade edilebilir KDV tutarını geçen dönemden sonra mahsup talep edilebilir.

VARLIK BARIŞI MUHASEBE KAYDI

----------------------/-------------------------
102 Bankalar Hesabı           250.000
    01 A Bankası
                  131 Ort.Alacak.Hesabı  250.000
01 A ortağı
veya
                  102 Bankalar Hesabı
                     B Bankası                
Varlık Barışına istinaden yatırılan
---------------------/----------------------------
131 Ort.Alac.Hesabı        250.000
   01 A Ortağı
                          549 Özel Fonlar          250.000
                            01 Varlık Barışı Fonu
5811 Sayılı kanun gereği
------------------------/-------------------------

-------------------/-------------------------------
689 Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar 12.500
 01 Varlık Barışı KKEG
                             102 Bankalar Hesabı                    12.500
                                  A Bankası
5811 sayılı kanun gereği %5 ödeme kaydı
--------------------/-----------------------------

VARLIK BARIŞI OLARAK ÖDEDİĞİMİZ %5 VERGİYİ  GİDERLEŞTİREBİLİRMİYİZ SORUSUNA GELİNCE GİDERLEŞTİREMEYİZ VE HER HANGİ VERGİDEN MAHSUP EDEMEYİZ KKEG OLARAK KAYITLARA ALDIĞIMIZ BU VERGİYİDE ŞAHSİ GÖRÜŞÜM YILLIK BEYANDA KKEG OLARAK MATRAHA İLAVE EDİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

Limited Şirketlerde Ortak Dışı Müdürün Sorumluluğu

SORU: Ltd. Şti.'ye ortak dışı atanan müdürün şirketin borçlarından veya gelebilecek cezalardan dolayı bir sorumluluğu olabilir mi?


CEVAP:

6183 AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN

Kanuni Temsilcilerin Sorumluluğu

Kanun Ad AMME ALACAKLARININ TAHSİL USULÜ HAKKINDA KANUN
Madde No Mukerrer Madde 35
Kapsam
(4108 sayılı Kanunun 11 inci maddesiyle eklenen mükerrer madde, Yürürlük: 02.06.1995) Tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanunî temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir.
Bu madde hükmü, yabancı şahıs veya kurumların Türkiye'deki mümessilleri hakkında da uygulanır.
Tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmaları, kanunî temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmaz.
Temsilciler, teşekkülü idare edenler veya mümessiller, bu madde gereğince ödedikleri tutarlar için asıl amme borçlusuna rücu edebilirler.
(5766 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle eklenen fıkra, Yürürlük: 06.06.2008) Amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gerektiği zamanlarda kanuni temsilci veya teşekkülü idare edenlerin farklı şahıslar olmaları halinde bu şahıslar, amme alacağının ödenmesinden müteselsilen sorumlu tutulur. (*)
(5766 sayılı Kanunun 4 üncü maddesiyle eklenen fıkra, Yürürlük: 06.06.2008) Kanuni temsilcilerin sorumluluklarına dair 213 sayılı Vergi Usul Kanununda yer alan hükümler, bu maddede düzenlenen sorumluluğu ortadan kaldırmaz. (**)

(*)   (5766 sayılı Kanunla eklenen fıkra)
(**) (5766 sayılı Kanunla eklenen fıkra)

 ***************************************

AYRICA;

    T.T.K. Madde 541 - Şirket mukavelesi veya umumi heyet karariyle şirketin idare ve temsili, ortak olmıyan kimselere de bırakılabilir. Bu gibi kimselerin salahiyet ve mesuliyetleri hakkında ortak olan müdürlere ait hükümler tatbik olunur.

7 Eylül 2010 Salı

Yeniden evlenen kadın kıdem tazminatı alır mı?

1475 sayılı İş Kanununun 14’üncü maddesindeki düzenlemeye göre çalışanların kıdem tazminatına hak kazanabilmeleri için öncelikli olarak iki koşul bulunmaktadır. Bu koşullardan ilki işyerinde çalışmasının bir yıl veya daha fazla olması. İkincisi ise hizmet akdinin anılan yasa maddesinde belirtilen nedenlerden biri ile sona ermiş olmasıdır. Tülay Hanım’ın çalışma süresi 5 yıl olduğundan kıdem tazminatı için süre yönünden bir eksiği bulunmamaktadır. Zaman açısından kıdem tazminatını hak etmişsiniz.
Kıdem tazminatına hak kazanma açısından ikinci şart ise hizmet akdinin fesih nedenidir. Bayan işçinin evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde işyerinden bu nedenle ayrılması kıdem tazminatına hak kazanma nedeni olarak yasada açık olarak belirtilmiştir. Bayanlarımız evlendikleri tarihten başlamak üzere bir yıl içinde evlilik nedeniyle iş sözleşmelerini sona erdirirlerse, süre yönünden bir engel yoksa kıdem tazminatı alırlar. Bu düzenlemede bayanın evliliğinin ilk evliliği, ikinci veya üçüncü evliliği olması sonucu değiştirmez. Yasada açık olarak evlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde tabiri kullanılmış, evlilik sayısına bir sınırlama getirilmemiştir. İş hukukunda yapılacak yorumlar genel ilke olarak işçi lehine ve geniş anlamda yapılmalıdır. Kaldı ki bu hususta yorumu gerektiren bir unsur da yoktur. Bir sınırlama getirilmediğine göre ikinci evlilikte de bayan işçiler işten ayrıldıklarında kıdem tazminatı alabilirler. İlk evliliklerinde kıdem tazminatı alıp almamaları da sonucu değiştirmez.

Toplu işçi çıkarmanın şartları -2010-

İşyerlerinde işçilerin çeşitli nedenlerle toplu halde çıkarılması konusunda bazı kısıtlamalar, daha doğrusu bazı koşullar getirilmiştir. İşverenin işçileri toplu olarak işten çıkarmadan önce yerine getirmesi gereken bazı prosedürler bulunmaktadır.

İşyerlerinde toplu işçi çıkarılmasına ilişkin hükümler 4857 sayılı İş Kanunu’nun 29’uncu maddesinde düzenlenmiştir. İşveren; ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu toplu işçi çıkarmak istediğinde, bunu en az otuz gün önceden bir yazı ile işyeri sendika temsilcilerine, ilgili Bölge Müdürlüğüne (Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Bölge Müdürlüğü) ve Türkiye İş Kurumu’na bildirmek durumundadır.
Yapılan çıkışların toplu çıkış sayılabilmesi için belirli bir sayıya ulaşması gerekir. Bu açıdan işyerinde çalışan işçi sayısı: 
a) 20 ile 100 işçi arasında ise en az 10 işçinin,
b) 101 ile 300 işçi arasında ise en az yüzde on oranında işçinin,
c) 301 ve daha fazla ise en az 30 işçinin işine 4857 sayılı Yasanın 17’nci maddesi uyarınca (bildirimli fesih), bir aylık süre içinde aynı tarihte veya farklı tarihlerde son verilmesi durumunda, toplu işçi çıkarma yapılmış sayılır. Bu süreç içerisinde yukarıdaki sayılara ulaşılmamış çıkışlar toplu çıkış sayılmaz.

Bu bir aylık süre takvim ayı değil, her çıkarılan işçiden geriye doğru hesaplanacak bir aylık süredir. İşveren bir ay önceden yapacağı bildirime işçi çıkarmanın sebeplerini, bundan etkilenecek işçi sayısı ve grupları ile işe son verme işlemlerinin hangi zaman diliminde gerçekleşeceğine ilişkin bilgileri yazmak durumundadır.

2 Eylül 2010 Perşembe

İnşaat Muhasebesi Örnek Kayıtları

2005 yılında yapılan harcamalar:


Tutarı
KDV.si
-İnşaat malzemesi
600.000
108.000
-İşcilik
200.000
-
-Genel Üretim Gideri
50.000
9.000
-Genel Giderler
10.000
1.000
- Pazarlama Giderleri
5.000
900
- Finasman Giderleri
20.000
-

Not:  Yukarıda alınan inşaat malzemesinin 500.000 YTL sini 2005 yılında inşaatta kullanmış , 100.000 YTL lik kısmı 2006 yılına devretmiştir.

Muhasebe Kayıtları:

1-----------------------------------------/----------------------------------------
150- İlk madde ve Mlz. Hs.            600.000
191- İndirilecek KDV                     108.000
                                                    XXX(Kasa-Satıcılar)             708.000
İnşaat malzemelerinin alış kaydı
2--------------------------------------- /-----------------------------------------
710-    Direkt İlk Madde Mlz Giderleri.             500.000
                                               150-İlk Madde ve Mlz Hs.        500.000
İlk madde ve malzemeden yıl içinde inşaata sarfedilen kısmı
3---------------------------------------- /---------------------------------------
720-    Direkt İşcilik Giderleri                        200.000
730-    Genel Üretim Giderleri                         50.000
191-    İndirilecek KDV                                    9.000
770-    Genel Yönetim Giderleri                       10.000
191-    İndirilecek KDV                                    1.000
760-    Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri          5.000
191-    İndirilecek KDV                                       900
780-   Finansman Giderleri                             20.000
                                                     XXX(Kasa-Satıcılar)             295.900
Yıl içinde yapılan harcamaların kaydı
4---------------------------------------/------------------------------------------------------
151 Yarı mamul Üretim                           750.000
                        711- Direkt İlk Madde Mlz Giderleri Yansıtma Hs..    500.000
                        721- Direkt İşcilik Giderleri Yansıtma Hs.                200.000
                        731- Genel Üretim Giderleri Yansıtma Hs                  50.000
Devam eden inşaat hesabındaki giderlerin yıl sonu yarı mamul hesabına devri
5-----------------------------------------/-----------------------------------------------------
711-    Direkt İlk Madde Mlz Giderleri Yansıtma Hs..     500.000
721-    Direkt İşcilik Giderleri Yansıtma Hs.                 200.000
731-    Genel Üretim Giderleri Yansıtma Hs                   50.000
                                    710- Direkt İlk Madde Mlz Giderleri.             500.000
                                    720- Direkt İşcilik Giderleri                         200.000
                                    730- Genel Üretim Giderleri                          50.000
Yarı mamul hesabına atılan gider hesaplarının kapatılması
6----------------------------------------------/-------------------------------------------------
631- Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri                    5.000
632- Genel Yönetim Giderleri                                10.000
660- Kısa Vadeli Borçlanma Giderleri                      20.000
                                    771-    Genel Yönetim Giderleri Yansıtma Hs                10.000
                                    761-    Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri YansıtmaHs     5.000
                                    781-    Finansman Giderleri Yansıtma Hs                     20.000
            Faaliyet giderlerinin gelir tablosu hesablarına devri
7------------------------------------------- /---------------------------------------------------------
771-Genel Yönetim Giderleri Yansıtma Hs                     10.000
761-Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri YansıtmaHs          5.000
781-Finansman Giderleri Yansıtma Hs                          20.000                                            
                                                770-   Genel Yönetim Giderleri                        10.000
                                                760-    Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri           5.000
                                                780-    Finansman Giderleri  Hs                       20.000
            Faaliyet giderleri hesabının kapanış kaydı
8---------------------------------------------/------------------------------------------------------
190- Devreden KDV                                            118.900 
                                                            191- İndirilecek KDV               118.900
KDV beyannamelerinin beyanı sırasında yapılan kayıtlar
9---------------------------------------------- / -----------------------------------------------------
690 Dönem Karı Veya Zararı                                   35.000
                                                631- Pazarlama Satış Dağıtım Giderleri            5.000
                                                632- Genel Yönetim Giderleri                        10.000
                                                660- Kısa Vadeli Borçlanma Giderleri              20.000
            Faaliyet giderlerinin K/Z Hesabına devri kaydı
10-------------------------------------------- / --------------------------------------------------------
692- Dönem Net Karı veya Zararı Hesabı               35.000
                                                690- Dönem Karı Veya Zararı                         35.000
            Dönem K/Z hesabının Dönem net Kar Zarar hesabına devri
11-------------------------------------------/-----------------------------------------------------------
591- Dönem Net Zararı                                          35.000
                                                692- Dönem Net Karı veya Zararı Hesabı         35.000
            Dönem zararının Blanço hesabına devri
---------------------------------------- / --------------------------------------------------------------

Instagram Sayfamızdan Bizi Takip Edebilirsiniz

Translate - Çeviri

Popüler Konular

Muhasebe ve Excel Grubu

 
Muhasebe ve Excel
Üyelere Özel grup · 275 üye
Facebook Gruba Katıl
Diğer grup ve sayfalardan farklı olarak, özellikle EXCEL üstüne yoğunlaşmak istediğim bir grup... Özel excel çalışma dosyalarımızı paylaşarak çalışma ...
 
Blogger tarafından desteklenmektedir.