Muhasebe Kaydı, Muhasebeleştirme, Vergi Daireleri, Sgk, Ebeyanname, Muhasebe bürosu, Muhasebe programları, Matbu Formlar,SGK, E-Devlet Uygulamaları, Guncel Mevzuat, Mali Müşavirlik

30 Ocak 2011 Pazar

Reeskont işlemi şartları ve uygulaması

Borç ve alacakların reeskonta tabi tutulma şartları şunlardır:
1. Borç veya alacak bir senede bağlı olmalı, (Banka, banker ve sigorta şirketleri hariç)
2. Senedin bir vadesi olmalı,
3. Senedin vadesinin 31 Aralık itibariyle gelmemiş olması,
4. Senedin defterlerde kayıtlı olması,
5. Alacak senedinin karşılığında gelir elde edilmeli,
6. Borç senedinin karşılığında gider yapılması gerekir.

Reeskont işleminin (İkinci indirim) yapılmasında aşağıdaki yol izlenir:
1. ORAN : Senedin üzerinde belli bir faiz oranı varsa bu oran, yoksa
31.12.20xx tarihi itibariyle TC Merkez Bankası’nın ilan ettiği kısa vadeli borçlanma faiz oranı kullanılır.
2. KALAN VADE: Senedin vadesine bakılarak tahsiline; 31 Aralıktan sonra kaç gün kaldığı hesaplanır.
3. MEBLAĞ : Senedin kayıtlı değeri envanter listesinden alınır.
4. UYGULAMA : Her senet için ayrı ayrı hesaplanır.
5. FORMÜL : Her senet için aşağıdaki formül kullanılarak hesaplama yapılır.

Reeskont Faizi (İç İskonto) = (A x n x t) / (36.000 + n x t)
Tasarruf Değer (Peşin Değer) = (36.000 x A) / (36.000 + n x t)

A : Senedin nominal değeri (Ana para)
n : Reeskont faizi oranı (Yıllık)
t : Senedin değerleme tarihi ile vade tarihi arasındaki süre

Şüpheli Alacak Karşılığı Ayırmanın Şartları

Vergi Usul Yasası'nın 323'üncü maddesi gereği olarak ticari ve zirai kazancın elde edilmesi
ve idamesi ile ilgili olarak;

* Dava ve icra safhasında bulunan alacaklar ile

* Yapılan protestoya veya yazı ile bir defadan fazla istenilmesine rağmen borçlu tarafından
ödenmemiş bulunan dava ve icra takibine değmeyecek derecede küçük alacaklar için şüpheli
alacak karşılığı ayrılması mümkündür. Bu bağlamda mevcut yasal düzenleme uyarınca
şüpheli hale gelen alacaklar için değerleme gününün değerine göre pasifte karşılık ayırarak
geçici bir süre söz konusu alacağın giderleştirilmesi mümkündür.

27 Ocak 2011 Perşembe

Transfer Fiyatlandırması Formu Nasıl Doldurulur ?

Şimdi paylaşacağımız yazı değerli meslektaşımız sayın Koray ATEŞ tarafından muhasebetr.com sitesinde yayınlanmış olup bizde sitemizde yer vermek istedik. Faydalı olması dileğiyle...

******


GİRİŞ 
Kurumlar Vergisi Beyannamesinin beyan dönemlerinde şirkete bağlı ve bağımsız muhasebecileri bekleyen önemli bir sıkıntı da Kurumlar Vergisi Beyannamesinin eklerinden biri olan Transfer Fiyatlandırması ve Örtülü Sermaye formunun nasıl sağlıklı bir şekilde doldurulacağı sorunudur.Bu çalışmada transfer fiyatlandırması ve örtülü sermayeyi teorik anlatmaktan ziyade formun nasıl doldurulacağı hususuna değinilmiştir. 

Yevmiye ve Envanter Defteri Kapanış Tasdiki


VUK'a göre zorunlu olmayan kapanış tasdiki, TTK'da yer alan bir zorunluluk olup, sadece yevmiye ve envanter defteri için söz konusu.

TTK'ya göre, yevmiye defterinin yeni senenin Ocak ayı sonuna kadar notere ibraz edilerek, kapanış tasdikinin yaptırılması gerekiyor (TTK md. 70). Buna göre, 2010 yılı yevmiye defterinin kapanış tasdikinin, içinde bulunduğumuz Ocak ayı sonuna kadar yaptırılması gerekiyor.

Envanter defterinin ise Mart ayının sonuna kadar envanter işlemleri tamamlanarak, notere ibraz edilmesi ve kapanış tasdikinin yaptırılması gerekiyor (TTK md. 72).

23 Ocak 2011 Pazar

Vergi Karşılığından Dolayı Zarar Etmek

TİCARİ KÂR OLMASINA RAĞMEN VERGİ KARŞILIĞI NEDENİYLE HESAP DÖNEMİNİN ZARARLA SONUÇLANMASI


1- GİRİŞ

Çalışmamızda, işletmelerin ticari faaliyetleri sonucunda kazanç elde etmelerine (vergi öncesi kâr oluşmasına) rağmen, vergi karşılığı nedeniyle hesap dönemini zararla kapamaları (vergi sonrası net kâr oluşmaması) sonucunda vergisel açıdan ve muhasebe kayıtları yönünden dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgi verilecektir.

2- MUHASEBE KAYITLARI

Konuyu örnek vererek açıklamak istiyoruz. (M) A.Ş.’nin dönem kazancı (vergi öncesi kârı) 100.000,00.- YTL’dir. Hesap dönemine ait kanunen kabul edilmeyen giderler (KKEG) ise 350.000,00.- YTL’dir. İşletmenin hasılatı içerisinde 15.000,00.- YTL tutarında iştirak kazancı bulunmakta olup, ayrıca kurumlar vergisi beyannamesi üzerinde kurum kazancına ilave edilecek unsurlar toplamı 250.000,00 YTL’dir.[1] Hesap dönemi içerisinde ödenen geçici vergiler toplamı 130.000,00 YTL’dir. Bu verilere göre şirketin vergi hesabı aşağıdaki gibi olacaktır:

Şirket ortağının ücret geliri elde etmesi

Ortağın ücret geliri elde etmesi

Ortakların emekleri karşılığında ücret almalarına yasal hiçbir engel yoktur. Ancak şirketin ana sözleşmesinde bu konuda bir düzenleme varsa sözleşme hükmü önem taşır. Şirketin ana sözleşmesinde aksine bir hüküm yoksa, ortaklar kurulu tarafından seçilen ortak müdürlerin çalışmaları karşılığında ücret almalarına yasal bir engel yoktur. Gelir Vergisi Kanunu'nun 61-64'üncü maddelerine göre, diğer gerçek ücretler gibi, vergilenecektir. Düzenli aylık ücret yada huzur hakkı olarak (toplantı başına) ne miktar ücret ödeneceği toplam vergi yükünün değerlendirilmesinde, tevkif yoluyla alınan artan oranlı gelir vergisi tarifesine göre hesaplanan gelir vergisi ile gider olarak yazılan ücretler nedeniyle tasarruf edilen kurumlar vergisi tutarı göz önünde bulundurulacaktır. Ayrıca Gelir ve Kurumlar Vergisi kanunlarında yer alan transfer fiyatlaması ile ilgili hükümler göz önünde tutulmalı , emsaline uygun olmayan yüksek ücretler ödenmemelidir. Şirket müdürü olmayan ortaklara ücret ödenmesi, sadece ortak olmaları nedeniyle ücret ödenmesi halinde bunun şirkette gider yazılması eleştiri konusu olabilir.

Limited şirketlerde ortaklara kar dağıtımının boyutları

Ortaklara kar dağıtımı

GVK'nın 75'inci maddesine göre, iştirak hisselerinden doğan kazançlar ( gerçek kişi limited şirket ortaklarının, iş ortaklıkları ortaklarının ve komanditerlerin kar payları ile kooperatiflerin dağıttıkları kazançlar ,menkul sermaye iradı olarak gelir vergisine tabidir. Kooperatiflerin ortakları ile yaptıkları muamelelerden doğan karların ortaklara, kooperatifle yaptıkları muameleler nispetinde tevzii, kazanç dağıtımı sayılmaz) limited şirketin yıllık ticari kazancından kurumlar vergisi ve kanuni yedek akçelerle geçmiş yıl zararları düşüldükten sonra kalan kısmı ortaklar kurulu kararı ile ortaklara dağıtılabilir.

Dağıtılan kar payları menkul sermaye iradı olarak, yukarıda belirtildiği gibi, gelir vergisine tabidir. Ancak GVK'nın 22'nci maddesinde vergiden istisna bir tutar söz konusudur. Maddeye göre;

Ortaklara borçlar hesabının irdelenmesi

Ortakların şirkete borç vermeleri

Şirket ve ortaları ayrı kişilikler olmaları nedeniyle birbirlerine borç vermeleri mümkündür. Bu borç nedeniyle borç veren şirket ortağı ise verdiği borca karşılık faiz isteyebilir. Şirketin bu faizi gider yazması mümkündür. Bu faiz dolayısıyla GVK'nın 94'üncü maddesine göre %10 Gelir Vergisi stopajı yapmak gerekir. Ancak verilen borcun örtülü sermaye sayılıp sayılmayacağı da önemli bir konudur. Verilen borç para şirket öz sermayesinin üç katını aşarsa aşan kısma ilişkin faiz şirket kayıtlarında gider yazılamaz; ortağa örtülü olarak dağıtılmış kar payı sayılabilir.

Borç paranın faizsiz olarak verilmesi halinde ortak açısından önemli bir sorun doğmaz. Ancak muvazaalı bir durumun olmaması büyük önem taşır. Diğer ticari ilişkilerle ilgili olarak transfer fiyatlamasına ilişkin kanun hükümlerine özen gösterilmelidir.

Ortaklardan alacaklar hesabındaki bakiye ...

 Ortakların şirketten para çekmeleri (ödünç para almaları) hali

Bilindiği üzere, limited şirketler TTK'ya göre bir sermaye şirketi olmasına karşın, daha ziyade ortaklar arasındaki şahsi güvene dayanan, ortakların bizzat emekleri ve mesaileri ile yönetildiği şirketlerdir. Türkiye gerçeğinde %90'ını aşan kısmı kurumsallaşmamış şirketlerdir. Bu nedenle, ortaklar şirketin kasasını, bankasını sanki kendileri malikiymiş gibi kullanma eğilimindedirler ve kullanırlar. Limited şirketin tüzel kişiliğinin ayrı bir özel hukuk süjesi ve vergi hukuku süjesi olduğunun bilincinde değildirler. Şirketten aldıkları ve kullandıkları paraların, gerçekte şirket tarafından ortaklara verilen ödünç para olduğunu, ayni üçüncü şahıslarla bu tür ilişkilerde alınan faizin kendilerinden de alınarak şirket hesaplarına geliri olarak intikal ettirilmesi gerektiği bilincinden genelde yoksundurlar. Ancak, hukuk devletinde, vatandaşların bilincinden ziyade, konunun hukuk kurallarıyla düzenlenmiş olması önemlidir.

Toplu yapılan kira ödemesi stopaj ve beyanı

193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 94’üncü maddesinin birinci fıkrasında kimlerin hangi ödemeler üzerinden tevkifat yapacakları hüküm altına alınmış olup, aynı fıkranın 5/a bendinde ise Gelir Vergisi Kanunu’nun 70’inci maddesinde yazılı mal ve hakların kiralanması karşılığı yapılan ödemelerden gelir vergisi tevkifatı yapılacağı hükme bağlanmıştır. 

Yine aynı Kanunun 96’ncı maddesinde; Vergi tevkifatı, 94’üncü madde kapsamına giren nakden veya hesaben yapılan ödemelere uygulanır. Bu maddede geçen hesaben ödeme deyimi, vergi tevkifatına tabi kazanç ve iratları ödeyenleri istihkak sahiplerine karşı borçlu durumda gösteren her türlü kayıt ve işlemleri ifade eder.…” hükmü yer almaktadır. 

Aynı belediye hudutları içinde muhtelif yerlerde yapılan ödeme ve tahakkuklar ile bunlara ait vergilerin bir merkezden bildirilmesi caizdir. 

Buna göre, kiralanan işyerleri ile ilgili olarak geçmiş veya gelecek dönemlere ait nakden veya hesaben kira ödemesinde bulunulması halinde, ödemelerin brüt tutarı üzerinden ödeme sırasında vergi tevkifatı yapılması ve nakden veya hesaben ödemenin yapıldığı aya ait muhtasar beyanname ile beyan edilmesigerekmektedir.

Instagram Sayfamızdan Bizi Takip Edebilirsiniz

Translate - Çeviri

Popüler Konular

Muhasebe ve Excel Grubu

 
Muhasebe ve Excel
Üyelere Özel grup · 275 üye
Facebook Gruba Katıl
Diğer grup ve sayfalardan farklı olarak, özellikle EXCEL üstüne yoğunlaşmak istediğim bir grup... Özel excel çalışma dosyalarımızı paylaşarak çalışma ...
 
Blogger tarafından desteklenmektedir.