I. Giriş:
Vergi mükelleflerinin, kullanılmış veya kullanılmamış faturalarınnın (ciltlerinin) kaybolması, çalınması veya zayi olması gibi nedenlerle iradeleri dışında elden çıkmaları sonucu ciddi sıkıntılar yaşamakta ve çoğunlukla ne yapacaklarını (farklı uygulamalar) bilememektedirler. Mevzuatımızda da bu konuya ilişkin net bir açıklama veya düzenlemeye rastlanılmamaktadır.
Özellikle, kaybolan veya çalınan faturaların mükellefin iradesi dışında kötü niyetli kişilerce kullanılarak piyasaya sürülmesi sonucu, fatura sahibi mükellefin çeşitli incelemeler ve cezalarla karşı karşıya kaldığı görülmektedir. Konu hakkında çok farklı görüş ve uygulamalar olmasına karşın, faturası kaybolan veya çalınan mükelleflerin cezalarla karşılaşmamaları için, bazı prosedürleri takip etmelerinde fayda bulunmaktadır.
Konu ile ilgili bazı kavramlar sözlüklerde aşağıdaki gibi yer almaktadır.
Kaybetmek; kendisinin olan bir şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmemek.
Çalmak; başkasının malını gizlice almak.
Zayiat; elden çıkmış, yok olmuş, işe yaramamayan, zarara uğramak v.s.
Kaybolan, çalınan veya zayiata uğrayan şeyin ispatı ise, hukuken bir tespite dayandırılması gereklidir. Özellikle Maliye İdaresi açısından, bazen, bir tespitin bile yeterli olmadığı ve başka prosedürlerin de devreye girdiği, bunun da mükellefleri bir çok sıkıntılarla karşı karşıya getirdiği bilinmektedir.
II. Hukuki Dayanaklar
Türk Ticaret Kanunu’nun 68’inci maddesine göre;
…Defter tutmak mecburiyetinde bulunan kimse ve işletmeye devam eden halefleri defterleri son kayıt tarihinden ve saklanması mecburi olan diğer hesap ve kâğıtları tarihlerinden itibaren on yıl geçinceye kadar saklamaya mecburdurlar…
…Hakikî şahıs olan tacirin ölümü halinde mirasçıları ve ticareti terk etmesi halinde kendisi defter ve kâğıtları birinci fıkra gereğince saklamakla mükelleftirler. Ancak mirasın resmi tasfiyesi halinde defter ve kâğıtlar birinci fıkrada yazılı müddetle sulh mahkemesi tarafından
saklanır…
…Bir tacirin saklamakla mükellef olduğu defter ve kâğıtlar; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir âfet sebebiyle ve kanuni müddet içinde ziyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren on beş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yerin salâhiyetli mahkemesinden kendisine bir vesika verilmesini isteyebilir. Mahkeme lüzumlu gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir. Böyle bir vesika almamış olan tacir defterlerini ibrazdan kaçınmış sayılır…
Vergi Usul Kanunu’nun 13’üncü Maddesine göre;
…Sahibinin iradesi dışındaki sebepler dolayısıyle defter ve vesikalarının elinden çıkmış bulunması da mücbir sebep hali olarak sayılmıştır…
Vergi Usul Kanunu’nun 282 Seri Nolu Genel Tebliğine göre;
…Tabii afet nedeniyle defter ve belgeleri zayi olan mükelleflerin durumu Türk Ticaret Kanunun 68 inci maddesi uyarınca yetkili mahkeme kararı ile belgelemeleri gerekmektedir…
Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 30’uncu Maddesine göre;
…Deprem, sel felaketi ve Maliye Bakanlığının yangın sebebiyle mücbir sebep ilân ettiği yerlerdeki yangın sonucu zayi olanlar hariç olmak üzere, zayi olan mallara ait katma değer vergisi indirilemez…