ŞÜPHELİ HALE GELEN TİCARİ ALACAKLARA AİT MUHASEBE KAYITLARI
Tahsili şüpheli hale gelmiş olan senetsiz alacaklar “120. ALICILAR” hesabının, senetli alacaklar ise “121. ALACAK SENETLERİ” hesabının alacağı karşılığında “128. ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR” hesabına borç kaydedilerek bu durumdaki alacaklar normal alacaklar arasından çıkartılır. Alacağın tahsili veya tahsil edilemeyeceğinin kesinleşmesi halinde bu hesaba alacak kaydedilir.
Şüpheli hale gelen alacakların normal alacaklardan ayrılmasından sonra, şüpheli hale gelen alacaklar için ayrılacak karşılık tutarı belirlenir (KARABIYIK; 1997-64). İşletme açısından tahsili şüpheli hale gelmiş alacaklar, şüpheli hale geldiği dönemde değerleme gününün tasarruf değeri ( sahibi için arzettiği gerçek değer ) üzerinden karşılık ayrılabilir. Bu karşılığın hangi alacaklara ait olduğu karşılık hesabında gösterilir. Ayrılan karşılıklar “654.KARŞILIK GİDERLERİ” hesabının borcuna “129. ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabının ise alacağına kaydedilir.
Örnek
İşletme, 11.05.2002 tarihinde ödenmesi gereken 500.000.000.-Tl tutarlı senetsiz alacağı iki kez yazı ile istemesine rağmen tahsil edememiştir. İşletme bu alacağın tamamı için karşılık ayırmaya karar vermiştir.
Şüpheli Alacağın Kaydı
-------------------------------- / -------------------------------
128.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR 500.000.000
120.ALICILAR 500.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
Karşılık Ayrılması
-------------------------------- / --------------------------------
654.KARŞILIK GİDERLERİ 500.000.000
129.ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR KARŞILIĞI 500.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
Şüpheli alacağın tahsiline bağlı olarak, tahmin olunan zararın kısmen veya tamamen gerçekleşmemesi halinde, gerçekleşmeyen kısım “644.KONUSU
KALMAYAN KARŞILIKLAR” hesabının alacağına devredilerek “129.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabına borç kaydedilir.
Örnekte belirtilen alacağın yarısı yıl içinde peşin olarak tahsil edilmiştir. Bu durumda gerekli muhasebe kayıtları ise;
Alacağın Kısmen Tahsili
-------------------------------- / --------------------------------
100.KASA 250.000.000
128.ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR 250.000.000
-------------------------------- / -------------------------------
129.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR
KARŞILIĞI 250.000.000
644.KONUSU KALMAYAN
KARŞILIKLAR 250.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
Şüpheli alacağın tahsilinin olanaksız olduğu kesinleştiği durumda ise 129.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabına borç, “128.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR” hesabına ise alacak kaydedilir.
Örnekte belirtilen alacağın kalan yarısının tahsilinin olanaksız hale geldiği saptanmıştır.
Tahsilin imkansız hale gelmesi
------------------------------- / --------------------------------
129.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR
KARŞILIĞI 250.000.000
128.ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR 250.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
Dönem sonunda gelir tablosu hesapları olan “654. KARŞILIK GİDERLERİ” hesabının borç bakiyesi ile “644. KONUSU KALMAYAN KARŞILIKLAR” hesabının alacak bakiyesi “690. DÖNEM KARI veya ZARARI” hesabına aktarılarak bu hesaplar kapatılır.
Dönemsonu kayıtları
-------------------------------- / --------------------------------
690.DÖNEM KARI veya ZARARI 500.000.000
654.KARŞILIK GİDERLERİ 500.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
644.KONUSU KALMAYAN
KARŞILIKLAR 250.000.000
690.DÖNEM KARI veya ZARARI 250.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
Gerçekleşen zararın ayrılan karşılıklardan fazla olması halinde, ayrılan karşılık kadar “129. ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabına, zarar fazlası ise “681. ÖNCEKİ DÖNEM GİDER ve ZARARLARI” hesabına borç; tahsil edilemeyen tutar “128. ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR” hesabına alacak kaydedilir.
Tahsil edilemeyeceği kesinleşerek alacaklardan düşülen şüpheli bir alacak daha sonraki yıllarda tahsil edilirse tahsil edilen tutar kadar “129. ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR KARŞILIĞI” hesabının borcuna, “671. ÖNCEKİ DÖNEM GELİR ve KARLARI” hesabına da alacak kaydedilir (LAZOL: 1995-63).
Örnek :
İşletme şüpheli hale gelen 900.000.000.-Tl bedelli senetli alacak için 600.000.000.-Tl karşılık ayırmaya karar vermiştir. Aynı yıl içerisinde 200.000.000.-Tl.lik kısmını tahsil etmiştir. Takip eden yılda 500.000.000.-Tl.lik kısmını da tahsil etmiş ve bakiye 200.000.000.-Tl.lik kısımın tahsilinin olanaksız olduğu saptanmıştır.
Senetli Alacağın Şüpheli Duruma Gelmesi
-------------------------------- / -------------------------------
128.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR 900.000.000
120.ALICILAR 900.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
Kısmi Karşılık Ayrılması
-------------------------------- / --------------------------------
654.KARŞILIK GİDERLERİ 600.000.000
129.ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR KARŞILIĞI 600.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
Şüpheli Alacağın Yıl İçerisinde Kısmen Tahsili
-------------------------------- / --------------------------------
100.KASA 200.000.000
128.ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR 200.000.000
-------------------------------- / -------------------------------
Ayrılan Karşılığın Kısmen Kapatılması
-------------------------------- / --------------------------------
129.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR
KARŞILIĞI 200.000.000
644.KONUSU KALMAYAN
KARŞILIKLAR 200.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
Dönemsonu kayıtları
------------------------------- / --------------------------------
690.DÖNEM KARI veya ZARARI 600.000.000
654.KARŞILIK GİDERLERİ 600.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
644.KONUSU KALMAYAN
KARŞILIKLAR 200.000.000
690.DÖNEM KARI veya ZARARI 200.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
Takip Eden Yılda Şüpheli Alacağın Kısmen Tahsili
-------------------------------- / --------------------------------
100.KASA 500.000.000
681.ÖNCEKİ DÖNEM GİDER
ve ZARARLARI 200.000.000
128.ŞÜPHELİ TİCARİ
ALACAKLAR 700.000.000
-------------------------------- / -------------------------------
Karşılığın Kapatılması
-------------------------------- / --------------------------------
129.ŞÜPHELİ TİCARİ ALACAKLAR
KARŞILIĞI 200.000.000
671.ÖNCEKİ DÖNEM GELİR
ve KARLARI 200.000.000
-------------------------------- / --------------------------------
Buraya kadar yapılan muhasebe kayıtlarının tek amacı vergileme bağlamında gerçek kazancın vergilendirilmesi ilkesinin sağlanmasıdır. Vergi sistemimizde ticari ve zirai kazançların vergilendirilmesi tahakkuk ilkesine bağlanmıştır. Yani kazancın matraha dahil edilmesi için miktar ve tutar olarak hukuken kesinleşmesi yeterli sayılmıştır. Ancak tahakkuk ettiği için gelir kaydedilen ve vergi matrahına dahil edilecek tutarların tahsilinin ileride şüpheli hale gelmesi durumunda vergi matrahından düşürülmesi gerekmektedir. Aksi halde tahakkuk etmiş ancak tahsil edilmesi olanaksız hale gelmiş alacaklar üzerinden de vergi ödenmiş olur. Bu durum gerçek kazancın vergilendirilmesi ilkesine aykırılık teşkil eder. Son ekonomik kriz ile hemen hemen her işletmenin karşılaştığı alacakların tahsil edilememesi ve tahsil edilemeyen alacak kadar zararın ortaya çıkması gerçek kazancın vergilendirilmesi ilkesinin önemini bir kez daha ortaya çıkarmıştır. Bu ilkenin gerçekleştirilmesi karşılık ayrılması yolu ile zarar matrahtan düşürülerek mümkün olmaktadır.
Gelir ve Kurumlar vergisi açısından bu yolla vergi matrahından indirim sağlanmakta iken KDV açısından durum farklıdır. KDV daha önce hesaplanıp beyan edildiğinden geri iadesi söz konusu değildir. Böylelikle KDV mükellef tarafından üstlenilmiş olur. Zira bir alacağın karşılık ayrılmak suretiyle zarar yazılabilmesi için hasılat hesaplarına intikal ettirilmiş olması gerekir. Mal satışı veya hizmet ifasından doğan KDV ise hasılat hesaplarıyla ilişkilendirilmez. Bu nedenle KDV’den kaynaklanan alacaklar üzerinden şüpheli alacak karşılığı ayrılması mümkün değildir (YÜCE: 1999-70). Danıştay 4. Daire’nin 25.10.2000 gün ve 2000/5371 numaralı kararıda KDV.’den kaynaklanan alacaklar üzerinden şüpheli alacak karşılığı ayrılmayacağı yönündedir. Bu karara gerekçe olarakta; 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu’nun 58.ci maddesinde, mükelleflerin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan KDV. ile mükellefçe indirilebilecek KDV.’ nin gelir ve kurumlar vergisi matrahlarının tesbitinde gider olarak kabul edilemeyeceği hükmüne yer verildiği, bu düzenlemelere göre gerçek ve tüzel kişilerin tahsil edip, vergi dairesine yatırmakla sorumlu oldukları, gider olarak kabulü mümkün olmayan ve Devletin alacağı olan KDV.’nin bu haliyle şüpheli alacak kavramı içine sokulması ve üzerinden ayrılan karşılığın safi kazancın tesbitinde gider olarak dikkate alınmasının mümkün olmadığı gösterilmiştir(http://www.aktifsmmm.com.tr/DAN/kdv/dan2000.5371.htm).
V. SONUÇ
Kredili satışların yaygın olduğu bir ekonomide, tahsilatta bazı sorunlarla karşılaşılması kaçınılmazdır. Muhasebe kayıtlarının ağırlıklı olarak vergi kanunları tarafından belirlendiği Türkiye’de bu tür sorunlar sonucu ortaya çıkan zararların karşılık ayrılması suretiyle telafi edilmesi yolu seçilmiştir.
Bilindiği gibi Gelir Vergisi kanununda ticari ve zirai kazançların tesbitinde tahakkuk esası, yani hukuki tasarruf yöntemi kabul edilmiştir. Bu bağlamda, kredili olarak yapılan satışlar, tahsilatı beklenmeden satış tarihinde gelir olarak dikkate alınmaktadır. Ancak ileri tarihte tahsilat gerçekleşmediği ya da şüpheli hale geldiğinde, mükelleflerin VUK.’nun 323. maddesine göre karşılık ayırmak suretiyle tahsil edemedikleri kazancın vergisini ödemekten kurtulcaklardır. Böylece vergide gerçek kazancın vergilendirilmesi ilkesine göre hareket edilmiş olmakta ve vergilemede adalet ilkeside sağlanmış olmaktadır.
Hemen belirtelim ki, bu uygulama KDV kanunu hükümleri gereğince KDV’ den kaynaklanan alacaklar üzerinde yapılamaz.
0 comments:
Yorum Gönder